Sinemanın İyilestirici Gücü - Sinematerapi



Yeni bir yazıdan daha merhaba. Biliyorsunuz ki bloğumuzda sürekli filmlerden bahsediyoruz, beğendiğimiz, takip ettiğimiz ve yeni çıkan filmlerin hemen hemen hepsine gidiyoruz. Bugün de sinemanın başlıkta da belirttiğim gibi, ''iyileştirici gücü'' yani psikolojide kullanılmasından bahsedeceğim. Bu konuyu baya bir araştırdım çünkü insanı -tamamen olmasa da kısmen- iyileştirdiğine inanıyorum. Sizlerle de bulduğum yazıları paylaşmak istedim.

Öncelikle film izlemek konusunda kendi görüşlerimden bahsetmek isterim. Sosyal medyada bazı insanlarda ''Hala bu devirde sinemaya giden mi var?'' gibi saçma yorumlar görüyorum. Film izlemek sadece  internetten indirerek veya film sitelerinden izlemek değildir. Ne kadar teknoloji ilerlerse ilerlesin, sinemaya giderek bir filmi izlemenin yeri her zaman başkadır benim gözümde. Büyük ekran, kırmızı koltuklar, sinemaya girer girmez gelen patlamış mısır kokusu, eski yıllardaki sinemaseverleri hatırlatıyor bana :) Ayrıca kendinizi filmlere daha iyi adapte edebiliyorsunuz. Bu da iyileştirici bir güç benim için :)

Peki sinematerapi ne demektir sorusuna gelecek olursak, sinemanın psikolojik ve psikiyatrik rahatsızlıklarda kullanılmasıdır.

''Sinematerapi yaklaşımı hastanın durumuna göre seçilen bir filmin, hastayla birlikte seyredilmesinden veya hastaya ödev olarak verilmesinden sonra terapi süresince filmin üzerinden tartışma yürütülerek, hastanın duygu ve düşüncelerinin irdelenmesini içerir. Sinematerapi, terapi sürecine yardımcı bir teknik olarak uygulanabildiği gibi,  tek başına bir terapi yaklaşımı olarak da uygulanabilir.''

Devamı: https://www.uplifers.com/sinematerapi-ve-sinematerapide-kullanilan-filmlere-ornekler/#ixzz5EM1I0ECb


Bağımlılık danışmanı Kinyas Tekin, şu sözleri söylemiş: ''Sinema, son 50 yıldır, tüm yaş gruplarından insanlar için bir eğlenme ve rahatlama şekli olmuştur. Gerçek yaşamın tamamının damıtılarak sinemada sunulması, insana dair her şeyin var olması mümkündür. Bu zenginlik görsel ve işitsel yönü ile insan üzerinde derin etkiler ve duygusal dalgalanmalar yaratmaktadır (Gençöz 2007; Sharp ve ark. 2002). Bununla beraber, uzun bir süredir sinema saldırgan davranışların ortaya çıkışına katkıda bulunduğu için de eleştirilmektedir. Mantıksal olarak, filmlerin bu tarz bir zararlı sonucu ortaya çıkarma yeteneğinin, aynı zamanda, olumlu davranışlar meydana getirerek iyileşme üzerinde de etkili olabileceği ileri sürülmüştür. Bir başka deyişle, bir filmi izlemenin davranışı model almanın ötesinde etkileri olduğu belirtilmektedir (Sharp ve ark. 2002).

Sinema ve psikiyatrinin temelde uğraş alanı insandır. Sinema da psikiyatri de insan düşüncesini, duygularını, davranışlarını ve hepsinden önemlisi insan dürtülerini odak noktası olarak ele almaktadır. Filmler psikiyatriyi işlemiş, psikiyatristler filmleri incelemişlerdir. Sinema ve psikiyatri birlikteliğinin kaçınılmaz olduğunu Schneider’in (1987), “Psikiyatri var olmasaydı, sinema onu mutlaka icat etmek zorunda kalırdı” sözleri de desteklemektedir.''






Sinematerapinin etki mekanizması 3 aşamada gerçekleşmektedir: 1. Identifikasyon (özdeşleşme): Hastanın filmdeki karakter/karakterlerle kendisi arasındaki benzerlikleri görmesi veya hissetmesidir. Karakterin davranışlarını ve düşüncelerini inceleyerek kendi davranış ve sonuçlarını incelemeye başlamasına aracılık etmektedir.

2.Katharsis (İç boşaltma): Hastayla benzer problemi yaşayan ve benzer duyguları hisseden karakterin/karakterlerin gözlenmesi sonucu hastanın bastırdığı, farketmediği duygularının ve iç çatışmalarının ortaya çıkması (katharsis) ve böylece rahatlama ve arınmanın sağlanmasıdır.

3. İnsight (İçgörü): Özdeşim kurulan karakter/karakterlerin duygu ve davranışlarına, yaşadıkları problemlere ve problemleri çözüş şekillerine bakarak (kişilerin kendi travmaları ve çelişkileri ile yüzleştiklerini görmek), kendi yaşamındaki ilişkili durumların çözümünde farkındalık kazanması (hastanın duyduğu yetersizlik, suçluluk ve utanç duygularının azalması) ve benzer yöntemlere başvurması.




Sinematerapide kullanılan filmlere örnekler
Venedik Taciri (Merchant of Venice), Dönüş (The Return), Neşeli Hayat, Forrest Gump, Julie ve Julia, Şimdi ya da Asla (The Bucket List), Benden Bu Kadar (As Good As It Gets), Asabiyim (Anger Management), Devrim Arabaları (Cars of the Revolution), Buz Devri (Ice Age), Bay Evet (Yes Man), Umudunu Kaybeyme (The Pursuit of Happyness), Issız Adam, Annem Uğruna (One True Thing), Günden Kalanlar (The Remains of the Day), Benim Adım Khan (My Name is Khan), Dövüş Kulübü (Fight Club), Tatil (The Holiday), Yaşamak Güzel Şey.


Devamı: https://www.uplifers.com/sinematerapi-ve-sinematerapide-kullanilan-filmlere-ornekler/#ixzz5EM2UG8Zi

Sonuç olarak, ister televizyonda, ister DVD’de, ister sinemada seyrettiğimiz filmler doğru biçimde, uygun bir işleyiş içerisinde kullanıldığında, boş vakitlerimizi değerlendirme aracı ya da genelde popüler kültürün yansıtıldığı gişe kaygılı yapımlar olmaktan çıkar. “İyileştirici” etkisi olan yardımcı birer kaynak haline dönüşebilirler. Türkiye’de satın alınan bilet istatistiklerine bakıldığında sinema seyircilerinin sürekli artmaktadır. Türk sinemasının da kendisini gittikçe kuvvetlendirdiği bir zaman diliminde, bu gelişimi bilimsel bir perspektife iyileştirme olarak kullanmak gerekir. Bu durum hem seyircilere, hem sinema dünyasına, hem de sinemayı araç edinen bilim dünyasına önemli bir yarar sağlayacaktır.
Bu yazı Doç. Dr. Faruk Gençöz ve Psikolog Başak Türküler Aka’nın  Bilim Ve Teknik (Nisan 2007) Dergisinde yazdıkları “Sinema Tadında Psikoloji – Sinematerapi” başlıklı yazısından alınmıştır.

Herkese bol filmli günler. Yeni yazıda görüşmek üzere! :)

- Merve


Sinemanın İyilestirici Gücü - Sinematerapi Sinemanın İyilestirici Gücü - Sinematerapi Reviewed by Nazlı-Merve Börkü on 17:38 Rating: 5

6 yorum:

  1. Gayet güzel bir yazı olmuş. Bende Filmlerin insanı geliştirdiğine inanırım ayrıca film zaman geçirmek için izlenmemesi gerektiği düşünüyorum. Film insana bir şeyler katmalı. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Sinemada film izlemenin yeri çok ayrı yorumunuza katılıyorum. Ayrıca her film izlediğimde mutlaka kendime dair bir çıkarımda bulundururum, harika bir yazı hazırlamışsınız emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  3. Merhaba,

    ''Sonuç olarak'' şeklinde başlayan son paragraf size mi ait yoksa bu kısım da mı dergideki yazıdan alıntı? Çünkü; ''Türkiye'de satın alınan bilet istatistiklerine bakıldığında sinema seyircileri sürekli artmaktadır. Türk sinemasının da kendisini gittikçe kuvvetlendirdiği bir zaman diliminde'' derken sadece bu görüşe dair sayfa sayfa eleştiri yazılabilir. Özetle, buraları görmezden gelirsek tamamdır. Paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O paragraf Doç. Dr. Faruk Gençöz ve Psikolog Başak Türküler Aka nın Bilim ve Teknik dergisindeki görüşlerine ait beyefendi

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.