Stefan Zweig'in Eserlerinden: Olağanüstü Bir Gece ve Ay Işığı Sokağı

Olağanüstü Bir Gece ve Ay Işığı Sokağı

         
          Kısa bir bayram tatilinden sonra herkese tekrar merhaba. Umarız herkesin bayram tatili eğlenceli geçti. Bir hafta kadar konu giremedik, farkındayız ama bunu telafi etmeye çalışacağız. :)

    "Olağanüstü Bir Gece" yi tatile gitmeden önce bitirmiştim, "Ay Işığı Sokağını" da tatilde okumaya devam ettim ve bugün bitirdim. Hemen yazmak istedim çünkü iki kitapta çok derin ve önemli psikolojik olaylar içeriyorlar.

    Stefan Zweig eserlerinden ilk defa bu ikisini okudum ve diğer eserlerini de çok merak ettim. Daha birçok eseri bulunmakta. Bunlar; Üç Büyük Usta, Kendileriyle Savaşanlar, Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar, Satranç, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat, Karmaşık Duygular, Korku, Yakıcı Sır, Gömülü Şamdan, Mürebbiye, Amok Koşucusu, Clarissa, Bir Çöküşün Öyküsü, Mecburiyet.

    Bu kitapların Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları na ait olduklarını da belirtmek isterim.

    Yazarın tarzını oldukça beğendim. Kitaplardaki hikayeler merak uyandırıcı ve kendini okutturuyor. Sıkmıyor ve sürekli ileride ne olacağını merak ediyorsunuz.

Stefan Zweig

    Yukarıda da belirttiğim gibi, birsürü eseri var ve birçoğunu daha alıp okumak niyetindeyim. Zweig in psikolojiye ve Freud a karşı büyük bir ilgisi varmış. Bu okuduğum iki eserde de bunu açıkça gördüm.

    Kitapların konularından kısaca söz etmek istiyorum:

    Olağanüstü Bir Gece de; tek bir hikayeden bahsetmekte. Bir burjuva olan bu kişi, sürekli yapay gülümsemeler ve aşırı nazik bu aynı hayatından sıkılmış ve yeni heyecanlar peşine düşmeye kadar vermiş. 30 una kadar hayatını doğru düzgün yaşayamadığını düşünmüş ve çılgınlıklar yapmaya karar vermiş. Bir at yarışı bileti çalmış ve şans budur ki, ona yüklü miktarda para çıkmış! O da bu parayı fakirlere yardım ederek dağıtmış ve en sonunda aradığı heyecanı ve mutluluğu bulmuş.

    Ay Işığı Sokağında ise; Beş farklı hikayeden bahsetmekte ve bu hikayelerin iki tanesi öldürülme ve 3 tanesi de intiharla sonlanmakta. Neden böyle hikayeler yazmayı tercih etmiş? İnsan psikolojisinin sonuçlarının ne olabileceğini tüm vahşetiyle göstermek için olabilir, evet.

    Gerçekten insanın içini acıtan hikayeler.

    Hikayelerden bir tanesinden bahsetmek isterim. Nişan adlı bu hikayede, 1810 yılında bir Fransız albayın İspanya da bir savaşta yaralanarak düşman ülkesinde hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Sonunda Fransızlar kendi askerlerini İspanyol askeri sanarak vuruyorlar, adamı üstüne bir de yağmalıyorlar ve orada ölüme terk ediyorlar.

    Albayın cebinden Napoleon un nişanı çıkıyor ve Fransız askerleri bunun bir İspanyol askerinin cebinden çıktığını sanıyorlar.

    Sizlere de bu kitaplardan alıp okumanızı öneririm. Zaten fazla sayfaları da yok, kısa hikayeler. Rahatlıkla okuyabilirsiniz. Yazıları da öyle çok küçük değil.

   Yeni yazılarda görüşmek üzere! :)





  
   
- Nazlı